1878-1960 yılları arası yaşamış, Bitlis`li, medrese eğitimi almış ve Risale-i Nur Külliyatı'nın yazarı ve Nur Cemaati'nin ilk lideri olan biridir. ---------------------------------------------------------------------------------------------------------- Kürdistan
1.Dünya savaşında, İngilizlerin işgal planına uygun olarak Doğu’da ve güneydoğuda İngiliz hükümeti destekli bir Kürdistan kurulması amacıyla “Kürt Teali Cemiyeti” kurucuları arasında yerini aldı. Bugün dahi Nurculukta cuma namazı kılınması farz kabul edilmez. Çünkü Said-i Kürdi’nin anlayışına göre ülke hala “müslüman” değildir. “Dar-ül harp”tir. Yani şeriatı getirmek için savaşılması geren topraklardır.
İngiliz destekli bağımsız Kürdistan isteyen 31 mart ayaklanması, birçok şehrin yıkımına, ordunun büyük ölçüde kayıp vermesine ve misak-ı Milli sınırlarımız içinde olan Musul ve Kerkük’ün İngilizlere kalması ile sonuçlandı. Nur cemaati’nde Atatürk’ün “Öküz aleyhisselam”, “Beton Kemal”, “Deccal” gibi isimlerle anılmasınınn arkasında bu şeriatçı ayaklanmaların uğradığı hezimetler yatmaktadır. (Kuyruk acılarının ve Atatürk düşmanlığının en büyük sebeplerinden biri ) ---------------------------------------------------------------------------------------------------------- Risale-i Nur Nedir?
Said-i Nursi’nin yaşamı boyunca yazmış olduğu risalelerin tümüne “Risale-i Nur Külliyatı” denir. Türkçe konuşan insanların %90′ının anlayamayacağı bir dil kullanan ve hiç de derin anlamı olmayan ve birbirinin tekrarı niteliğinde olan eserlerdir. ---------------------------------------------------------------------------------------------------------- Adnan Menderes ile Said-i Nursi Yetiştirilmiş beyinleri ülkeye kazandırmak için Atatürk tarafından kurulmuş olan köy enstitülerini kapatan ve yerine imam hatip okuları açan, demiryollarını “komünist işi!” diye bırakan ve ulaşımda, sanayide, ticarette ülkenin geri kalmasına yol açan Adnan Menderes ülkeyi Amerikan benzinine bağımlı kılmayı tercih etmiş, ABD’nin isteği üzerine uçak fabrikasını kapatmış olan Başbakanımız Adnan Menderes bizzat gidip Said Nursi`nin elini öpmüştür. ---------------------------------------------------------------------------------------------------------- Said-i Nursi'nin Fikirleri Ilmi değeri bakımından “Aristo’yu, Ibni Sina’yi, Ibnirrust’u, Farabi’yi” geride bıraktığı da muritlerince iddia edilmiş ve Kuran’i yorumlayan yazıları yanında siyasi ve sosyal fikirlerini içerenler incelendiğinde bu alandaki fikirlerinin ilmi açıdan zayıf oldukları görulen bu şahıs, neden bu kadar ünlenmiş ve kurduğu örümcek ağı bir türlü yok edilememiştir ?
Şahsın fikirlerini inceleyelim önce : Şapka giyimi ona göre islam’ın geleneksel kanunlarina muhaliftir, çarşafa gelince, kadinlar için bir ” kale ve siper” anlamındadır. Çıplak bacaklar, “cehennem odunları” dır. Kadınların boşanmak için mahkemeye başvurmaları “islam onuruna ve milli şerefe” yakışmamaktadır. Siyaset gizli dinsizliğe değil, dine alet edilmelidir. Ona göre mutlak adalet şeriatla mümkündür. "Şeriatın bir hakikatına, bin ruhum olsa feda etmeğe hazırım da der.
En dikkat çeken yumurtlaması ise, Kadınlar örtünmeli, çünkü “ kadınların on adetten altı yedisi, ya ihtiyardır, ya çirkindir ki, ihtiyarlığını ve çirkinliğini herkese göstermek istemezler." dir. ---------------------------------------------------------------------------------------------------------- Nurcular
Mensupları Said Nursî'nin risalelerinde yazdığı fikirlerine ve dünya görüşüne uyarlar, itikâdi ve fıkhi bakımdan Sünnî İslâm'a bağlıdırlar. Farklı gruplardan oluşan cemaatin ana faaliyeti Risale-i Nur'ların (ki 6000 sayfadan fazladır.)okunması, yorumlanması ve çoğaltılıp yayılmasıdır. Bunların acısının, cumhuriyetin kurulduğu zamana dayandığını ve şeriat isteyenlerin bitmeden bu görüşünde bitmeyeceğini, bu görüşün kaynağını da böylelikle ögrenmiş olduk. Yazan: İnanç Kızılkaya
Ayrıca bkz: Turan Dursun - Nurculuk ----------------------------------------------------------------------------------------------------------